12 Aralık 2009 Cumartesi

Nereden nereye..

Stoke City:2 Wigan:2



72'(1 - 2) Maynor Figueroa (süper Gol) 74'(2 - 2) Ryan Shawcross

11 Aralık 2009 Cuma

"NO OFSAYT" Nedir?



Yetmez dahası diyorsanız tıklayınız..

10 Aralık 2009 Perşembe

Real Madrid iç giyim ürünleri


Diğerler modeller için: #2, #3, #4, #5, #6, #7, #8, #9

UEFA'daki muhtemel rakipler


UEFA Avrupa Ligi'nde yer alan Galatasaray ve Fenerbahçe'nin muhtemel rakipleri belli oldu.

Şampiyonlar Ligi'nde oynanan maçlar sonunda seri başı olan takımlar ve kuralara 1. torbadan girecek takımlar Juventus, Unirea, Wolfsburg ve Marsilya oldu.

Kuralara 2. torbadan giren, Fenerbahçe ve Galatasaray'la eşleşmesi muhtemel takımlar ise şunlar: Atletico Madrid, Rubin Kazan, Standard Liege, Liverpool.

Temsilcilerimizin diğer rakipleri UEFA Avrupa Ligi gruplarında önümüzdeki hafta oynanacak son karşılaşmaların ardından belirlenecek. UEFA Avrupa Ligi'nde 3. tur ve Şampiyonlar Ligi'nde 2. tur kuraları 18 Aralık cuma günü TSİ 14.00'te İsviçre'nin Nyon kentinde çekilecek.

Kaynak: HT

8 Aralık 2009 Salı

"Ballon de Plomb"


'France Football' dergisi, yılın en kötü futbolcusu yani "Ballon de Plomb" (Kurşun Top) ödülü sahibi: Paris Saint Germain'de forma giyen Sırp oyuncu Mateja Kezman.

Luciana Salazar sen nelere kadirsin

HaberTürk isimli sitede "Messi'nin büyük sırrı!" isimli haberi ilk gördüğümde aklıma bundan aylar önce bir Bursa yolculuğunda gazetede okuduğum Messi & Ronaldo Farkları başlıklı yazı geldi. Her iki futbolcunun da farklı hayran kitleleri olmasına rağmen herkesce kesin kabul gören en bariz fark ikilinin özel yaşamlarıydı. Ronaldo özel hayatında da en az futboldaki kadar hızlı pozisyonlara girerken, Messi hep soğukkanlı davranmıştı. Aldığı ödüllerle adını her daim duyuran Messi görülen o ki en büyük ödülü aslında 6 ay önce almışa benziyor. Allah Messi'den güç, kuvvet ve başarıyı eksik etmesin. Tabi az önce de belirttiğim gibi 6 adır birliktelik yaşadığı sevgilisi Luciana Salazar'ı da.

16 Kasım 2009 Pazartesi

:((



Alman kaleci Enke'nin ölümünün ardından bir acı haber da Antonio De Nigris'den geldi.
Gaziantepspor, Ankaragücü ve Ankaraspor'un eski futbolcusu Antonio De Nigris, dün geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybetti. 31 yaşındaki De Nigris, son olarak Tümer Metin'le de takımdaş olduğu Yunanistan'ın Larissa ekibinde oynuyordu.
Goal.com'un haberine göre; Ankaraspor, Ankaragücü ve Gaziantepspor'un eski santrforu Antonio De Nigris, dün geçirdiği kalp krizine yenik düşerek hayata gözlerini yumdu. Turkcell Süper Lig'de forma giydiği dönemde zaman zaman oynadığı iyi futbol ve attığı güzel gollerle gündeme gelen Meksikalı futbolcu, 1 Nisan 1978 doğumluydu.
De Nigris Türkiye'ye ilk kez 2006-2007 sezonu öncesinde Gaziantepspor'a transfer olarak gelmiş, daha sonraysa Ankaraspor ve Ankaragücü takımlarında forma giymişti. Yetenekli santrfor, Temmuz ayında bonservis bedelsiz olarak, Tümer Metin'in de forma giydiği Yunanistan'ın Larissa takımıyla anlaşmıştı.
Profesyonel futbol kariyerine 1999 yılında ülkesinin Monterrey takımında başlayan De Nigris, Villarreal, Club America, Santos gibi ekiplerde de forma giymişti.
ajansspor

15 Kasım 2009 Pazar

Son rötuşlar....



Dünya kupasına giden takımlar artık büyük oranda belli. Malesef biz yokuz edebiyatı yapmadan play-off haftası olduğunu hatırlayalım ve oldukça dramatik bir hafta yaşayacağımızın belirtilerini dün gördük. Sadece Avrupa değil birçok kıtada play-off heyecanları yaşanıyor. Asya-Avustralya elemelerinde Bahreyn-Yeni Zelanda eşleşmesinde 4 sene önce Trinidad Tobago'ya elenip son anda Almanya biletini kaptıran Bahreynli futbolcular yine yıkılıp kaldılar maç sonunda. Yeni Zelanda'nın katılımıyla daha 2 dünya kupası öncesine kadar Okyanusya kıtasından takımları uzun yıllardır dünya kupasında göremezken G.Afrika'da hem Avustralya hem Yeni Zelanda'yı göreceğiz. Portekiz-Bosna Hersek eşleşmesinde belkide ilahlar C.Ronaldo'nun bu kupada olması gerektiğine inanıyor olacak ki 3 topu direkten dönen Bosna golü atan Portekizlilerdi. İkinci maç öncesi Portekiz'in şansı yüksek. İrlanda - Fransa maçında yine kısır bir karşılaşma ve Nicolas Anelka'nın golüyle Fransa bir adım önde. Onlar da kupanın olmazsa olmazlarından oldukları için sürprize yer vermeyecek gibiler. Yunanistan - Ukrayna maçı öncesi herhalde 100 kişiye skor tahmini yaptırsak verilen cevaplar içinde en çok tahmin edilen skor ile bu karşılaşma sonuçlandı diyebiliriz. Rusya - Slovenya eşleşmesinde herhalde herkes Rusya'nın kolayca bu turu geçmesini beklerken skor bunun kolay olmayacağını göteriyor. Ama son dakikada gelen Slovenya golü umutları 2.maça taşıdı onlar adına. Bizleri ilgilendiren bir diğer gelişme uzaklardan Kosta Rika - Uruguay maçından geldi. Tanıdık bir isimden Lugano'dan gelen golle deplasmanda avantajlı skorla dönen Uruguay gecenin en çok rastladığımız skorlarından birine daha imza attı. En çok konuşulan maç ise öncesiyle ve sonrasıyla Kahire'den Mısır-Cezayir maçından geldi. İki Arap ülkesinin maçında 90+5'te gelen Moutab'ın golüyle 2-0 galip gelen Mısır hem skorları hem de averajları eşitleyince 18 Kasımda tarafsız sahada bir maç daha yapmaya hak kazandı. Bakalım bu dramatik maçta Cezayir mi Mısır mı Afrika'nın son temsilcisi mi olacak? Dramatik bir çarşamba bizleri bekliyor. Dünyanın değişik şehirlerinde Saraybosna'da, Paris'te, Ljubljana'da, Montevideo'da, Kiev'de, Hartım'da oynanacak maçlar son 6 takımı belirleyecek....

13 Kasım 2009 Cuma

Eksik Kal...


Adriano'nun parlak kariyeri ve izleyenleri mest eden futbolu artık çok uzaklarda. Şu an Brezilya liginde oynadığı için değil geçmişte kaldı manasında uzaklarda. Halbuki genç yaşta İtalya'ya transfer olmuş Inter'de çıktığı ilk maçında Fatih Terim'in Fiorentinasını 1-0 yenerlerken sonradan oyuna girip golü atan isim olmuştu. Ardından bonservisinin yarısına sahip olan Parma'da yarım sezonda golleri sıralayınca Nerazurri onun bonservisinin yarısı için 21 milyon dolar ödemişti ve ardından harika yıllar başlamış uzaktan attığı isabetli ve sert şutlarıyla tüm dünyayı kendisine hayran bırakmış ve milli takımın değişilmezi olmuştu. Inter'de en iyi dönemindeyken ağır depresyon geçirmiş, uzun bir zaman futboldan uzak kalmış hatta bir ara Inter kulübü tarafından kafasını toplaması için ülkesine yollanmıştı. O ülkesine gidince kamuoyuna profsyonelliğe ters düşen görüntüleri yansıyınca kulüp yönetimi sözleşmesini feshetmişti. Şimdi Flamengo'da işleri yoluna koymaya çalışıyor. Ama yaptığı açıklamalarla gündem yaratmaya devam ediyor. 2004 yılında o da intiharı düşünmüş. Adriano şu an 2010 dünya kupasında Dunga'nın kadrosuna girmeye çalışıyor. İngiltere maçına davet edilen kadroda yok. Flamengo'daki performansını devam ettirse bile mazisinden dolayı dünya kupası aday kadrosunda olmayabilir. O yüzden futboluna konsantre olmaya devam etmeli böyle falsolu açıklamalar yapmamalı.

Az Kaldı....


Türkiye'ye transferi hem iç basında hem dış basında etki yaratmış ve bir
çok kişi kendi kendine "ne alaka" diye sorsa da, Ankaagücü'nün bu
transfer başarısı takdir edilmişti. Ankaragücü yönetiminin bu transferi
yapmasının ana nedeni kulübün bu yıl 100. yılı olması nedeniyle sezona
iddialı bir giriş yapmak istemesiydi. Ne var ki bu transferden sonra
birçok kişi kendi kendine geçmiş tecrübeler ışığında Vassell'in sezonu
kulübünde tamamlayamayacağı görüşündeydi. Biraz iyimser olanlarsa Vassell'in sezona iyi bir giriş yaparak 3 büyüklere bile geçiş
yapabileceği yönündeydi. Ama gel gelelim beklenen olmak üzere ve bugün
ajanslara düşen haberlerde görüyoruz ki Vassell gitmek üzere ve
Ankaragücü kulübünü FIFA'ya şikayet etmiş. Zaten Ankaragücü'nün teknik
direktörü Hikmet Karaman'la son birkaç gündür yaşadığı komik restleşmeler
ve profesyonellik dışı olaylar yeterince kamuoyunda malzeme olmalarına
yetmezmiş gibi bir de Ankaragücü kulübü Vassell'in kaldığı otelin
parasını ödemediği için İngiliz golcüyü gece yarısı apar topar otelden
göndermiş otel yönetimi. Sezon başından beri Ankaraspor-A.Gücü
birleşmeleri, taraftarla, federasyonla yaşanan sürtüşmeler ve şimdi de
H.Karaman ve Vassell olayları. Geçtiğimiz yıllarda da Cemal Aydın'ın
başrolünde olduğu taraftarla yaşanan sıkıntılar düşünülünce A.Gücü'nde
yıllardır süren devamlı kaos ortamı ne zaman bitecek diye soruyor insan.
Yıllardır hep küme düşmekten ligin bitmesine birkaç hafta kala
kurtuluyorlar. Köklü geçmişleri, Kenan Evren'in ve başkentimizin takımı
olmaları onları büyük bir takım yapan etkenler arasında. Darius Vassell
bile eridi gitti bu hengamede. İngiliz medyasına malzeme verdiğimiz
kesin. Yalnız bu durumları düzeltmeye artık Ankaragücü taraftarının gücü
yetmediği ortada. Kardeş Bursaspor camiası mı gelip düzeltecek durumu
bilinmez ama gecekondu ekibinin tüm bu yaşananlardan oldukça rahatsız
olduğu ortada...

9 Kasım 2009 Pazartesi

Peşinden ayrılırsak namertiz..

5 Kasım 2009 Perşembe

Timsahlar Domuz Gribine Karşı



Kamuoyunu biiyorsunuz aylardır meşgul eden domuz gribi konusu var. İlk zamanlarda sadece Meksika'da görülen bu virüs zamanla heryerde etkisini göstermeye başladı. Malesef ülkemizde de ölümler görülmeye başladı. Havaalanları, okullar derken şimdi stadlarda da gündeme gelmeye başladı. Tribünler de artık insalara risk grubuna girmiş ki, bu hafta oynanacak olan Bursaspor - Gençlerbirliği maçı öncesi kulübü arayan bir taraftar "ben ailemle maça gelmek istiyorum ama kulübümüz domuz gribi için ne önlem aldı"? şeklinde sorunca kulüp tüm stadı dezenfekte etmiş. Kulübün davranışı takdire şayan tabiki ama metrolarda okullarda yapılan bu dezenfekte işlemleri ne kadar önlem mahiyetindedir tartışmak lazım. Sonuçta dezenfekte yapılıp temizlenmesi güzel fakat domuz gribi virüsü taşıyan bir vatandaş o ortama geldiğinde yine bir risk oldugunu düşünüyorum. Dileriz bu durum tüm kulüplerimize örnek olur ve bu tarz uygulamaları diğer statlarda da görürüz.

U-17 Mili Takım



İşler Güzel Gidiyor. Fifa 17 Yaş altı dünya kupasında Milli Takımımız beklendiği gibi Birleşik Arap Emirliklerini yenerek çeyrek finale çıktı. Üstelik 51 dakika 10 kişi oynadığı maçta. 2.dakikada 1-0 öne geçen milliler 2. golünü son dakikada buldu. Şimdi rakip Arjantin'i 2-0 geriden gelip yenen Kolombiya. Maç 8 Kasımda oynanacak.

4 Kasım 2009 Çarşamba

Almanları kafadan kopardı

Ülkemizde de birçok hayarını bulunan St. Pauli takımında forma giyen Deniz NAKİ Almanya'yı birbirine kattı. Hansa Rostock ile oynanan maçta attığı golün ardından taraftarlara koşup "kafa kesme" hareketi yaparak Alman basının gündemine oturdu. Yaptığı hareketten sonra sokaklara dökülen Hansa Rostock taraftarları sokaklarda ateşler yakarak polisle çatıştılar. İşte Deniz'in o bir çeşit "selamlama" diye açıkladığı kafa kesme hareketi:

Açıkçası yaptığı bir el hareketi ırkçı faşist diye yerden yere vurulan Paulo Di Canio'nun selamlaması bunun yanında hiç kalır. Bu da akıllardan silinmeyen Di Canio'nun selamlama yöntemi;

Bırakın uleynnn!!

“Yeter Demirören yeter”
“Defol git başkan”
“Başkan olsana, başkan olsana, F.Bahçe’ye başkan olsana”
“Kadıköy’e maça gitsene”
Bunlar dün gece Beşiktaş-Wolfsburg maçında tribünden yükselen isyan cümlecikleriydi. Goller sıralandıkça Beşiktaş tribünleri de sıralamaya devam etti. Demirören üfledi püfledi.. Ta ki 3.gol sonrasına kadar. Çünkü son golle birlikte artık tezahüratların dozu da artmıştı;
“Şe...fsiz Demirören”
“S..tir ol git Demirören”
tezahüratlarından sonra Demirören'in etrafında kim varsa kurbanda kaçmaya çalışan kurbanlıklar misali çıldırmış olan Yıldırım Demiröreni tutmaya çalışıyordu..

Çıldırmayı hakeden gerçekten Yıldırım DEMİRÖREN mi yoksa artık kendisinden nefret eden Beşiktaş taraftarı mı kararı size bırakıyoruz..

Murat KARATAŞ

...

Koçi SANTO

...
Her Hakkı Saklıdır, Saklandığı Yerden Bulan Gönlünce Kullanabilir.

  © Blogger templates Brooklyn by Ourblogtemplates.com 2008

Back to TOP